12.5 C
İstanbul
Cuma, Mart 29, 2024

Deprem bölgesinde hazır giyim üretimi bir yılda yarıya düştü

Türkiye’nin 11 ilini derinden sarsan 6 Şubat...

Durak Tekstil ilham verici yenilikleri Texprocess 2024’e taşıyor

Endüstriyel dikiş ve nakış iplikleri üreticisi Durak...

Hazır giyim ihracatçıları: “2024 de kolay bir yıl olmayacak”

Hazır giyim ihracatçıları, 2023 yılını Türkiye genelinde...

Nivogo: Türkiye’de ‘geleceği değiştiren moda’ döngüsel dönüşüm

Nivo (yeni) ve go (harekete geçmek) kelimelerinin...

Bego Jeans; temiz denimin hikayesi

Çevresel etkisi en yüksek tekstil ürünlerinden biri...

Rusya-Ukrayna Savaşı Türk tekstil sektörünü nasıl etkiliyor?

Uzun yıllardır Rusya-Ukrayna arasında yaşanan gerilim, 2014...

Tekstilde İthal Girdi Sorunu ve Denizli Örneği

GüncelTekstilde İthal Girdi Sorunu ve Denizli Örneği

- Haber Sponsoru -

Dış ticaret açığının önemli sebeplerinden biri olan ithal girdi sorunu tekstil ve hazır giyim sektöründe bütün ağırlığıyla hissediliyor. Denizli örneği üzerinden tekstil ve hazırgiyim sektöründe ithal girdi bağımlılığını inceleniyor.

Tekstilde İthal Girdi Sorunu ve Denizli Örneği
Tekstilde İthal Girdi Sorunu ve Denizli Örneği

Türkiye ekonomisinin önemli yapısal sorunlarından birisi olan dış ticaret açığının nedenlerinden birisi üretimdeki büyük çaplı ithal girdi bağımlılığıdır. 2015 yılı itibariyle Türkiye’nin ithalatında ara ve yatırım mallarının payı %86 gibi hayli yüksek bir rakam olarak saptandı. İthal girdi bağımlılığının azaltılmasının sadece dış ticaret dengesini değil, aynı zamanda ülke içinde yaratılan katma değeri, üretimi, istihdamı ve milli geliri de olumlu yönde etkilediği belirtiliyor.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Mustafa Terzioğlu ve Yüksek Lisans Öğrencisi Burcu Akyürek, Denizli örneği üzerinden tekstil ve hazırgiyim sektöründe ithal girdi bağımlılığını inceledi. Eskişehir’de gerçekleştirilen Anadolu Üniversitesi Uluslararası İktisat Kongresi 5. EconAnadolu 2017’de sunulan bu saha araştırması, sektörün geneli için de önemli bir bakış sunuyor. Bu çalışma için Denizli’de faaliyet gösteren farklı ölçeklerde 8 tekstil ve hazırgiyim firması incelendi. Bu şirketlerin toplam özsermayesi yaklaşık 14 milyar TL, ortalama çalışan sayısı 76 olarak hesaplandı. İncelenen bu firmaların başlıca maliyet türleri ise şöyle sıralanıyor; %57,5 hammadde, %20 işçi ödemeleri, %59,3 vergiler ve %6,3 ara malı.

Denizli tekstil sektöründe iplik makinelerinin tamamı, kumaş makinelerinin %72,5’i ithal

Görüşme yapılan firmaların üretimde kullandıkları hammaddelerden pamuğun %66’si, ipliğin %55’i ve elyafın %30’u ithal olduğu görülüyor. Bu incelemede kumaş araştırma dışı bırakılmış. Bunun yanı sıra, makine ve teçhizat grubunda; iplik üretimi, kumaş üretimi, ön terbiye, boyama ve hazır giyim makineleri ele alınıyor. Çalışmada iplik ve hazır giyim makinelerinin tamamının ve kumaş üretim makinelerinin de ortalama %72,5’inin ithal olduğu tespit edildi.

Terzioğlu ve Akyürek’in çalışmasında iplik ithalatında Türkmenistan, Hindistan ve Pakistan öne çıkıyor. İthal girdi kullanımının nedenleri arasında yerli mala göre daha ucuz olması öne çıkıyor. Yerli üretimin yeterli ve kaliteli olduğu belirtilirken, hammadde maliyetinin toplam giderler içeresindeki payının yüksek olduğu, bu nedenle firmaların rekabet avantajı elde etmek için daha ucuz olan ithal girdiye yöneldiği belirtiliyor. Diğer bir sebep ise pamuk üretimindeki yetersizlik olarak ifade ediliyor.

Araştırmada ithal girdi kullanım payının yatırım malı grubunda oldukça yüksek seviyelerde olduğu tespit ediliyor. Denizli tekstil sektörünü temel alan bu sektörel çalışmada makine ve teçhizatlardaki ithal girdinin menşeisine bakıldığında ilk sırada Almanya’nın yer aldığı görülüyor. Tekstil sektörünün en önemli makine tedarikçisi Almanya’yı İtalya, Rusya, İsviçre ve İsveç izliyor. Teknoloji alanında ithalatın tercih edilmesinin sebepleri ise; bu alanlarda yerli üretimin olmaması veya yetersiz olması, ithal olanın daha kaliteli olması ve satış sonrası hizmetlerin ithal olanda daha iyi olması olarak belirtiliyor.

Üretimde ithal girdi bağımlılığı artış eğiliminde

Türk ekonomisinde sanayi sektöründe ithal girdi kullanımının son yıllarda yükseldiği ve bu eğilimini sürdürdüğü tespit ediliyor. Bu bağımlılığın nedenlerinin alt sektörler bazında araştırılması ve sektörlere özgü çözüm önerilerinin üretilmesi gerektiği savunuluyor.

Çalışmanın bulgularına göre, bu sektörde ara malında ithal girdi kullanıma gerek duyulmadığı anlaşılıyor. Ara malı kapsamında değerlendirilen boyar madde, kimyasal ağartıcılar ve diğer girdiler için yurt içi üretiminin yeterli olduğu, fiyat ve kalite açısından ithal olanlara göre daha avantajlı olduğu düşünülüyor. Ancak toplam maliyetler içerisinde ara malı ödemelerinin payının %6,3 gibi görece düşük olması, firmaların ucuz ara malı arayışına girmelerini önleyen asıl sebep olarak değerlendiriliyor.

Hammadde ödemelerinin toplam maliyetler içindeki payının yüksek olması (57,5) maliyet baskısı yaratıyor ve bu grup ürünlerde maliyet minimizasyonu amacı ön plana çıkıyor. Bu yüzden yurtiçinde kaliteli ve yeterli üretim olsa bile fiyat avantajı nedeniyle ithal girdinin tercih edildiği anlaşılıyor.

Araştırmanın sonuç bölümünde ithal girdi bağımlılığının azaltılması için yatırım mallarının yurtiçinde üretim miktarının ve kalitesinin arttırılması için kapsamlı ve uzun dönemli bir çalışma yapılması gerektiği belirtiliyor. Bunun yanı sıra, yatırım mallarının kullanım ömürlerinin uzun olması nedeniyle, ithal girdi kullanımına yönelik önlemlerde daha hızlı ve etkili sonuçlar elde edilebilecek hammadde grubuna öncelik verilmesi gerektiği savunuluyor. Hammadde grubunun Türkiye’deki üretim hacminin arttırılmasına ve maliyetlerin düşürülmesine dönük önlemlerin alınması gerektiğinin altı çiziliyor.

Diğer haberlere göz atın

Yazarın diğer haberleri

Diğer etiketlere göz atın:

En çok okunan haberler