TGSD (Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği) 9 Temmuz 2025’te yürürlüğe giren İklim Kanunu’nu hazır giyim ve konfeksiyon sektörü özelinde kısaca özetlediği yazılı bir açıklama yaptı. Yayınladığı bilgilendirme metninde bu doğrultuda sanayiciler için pratik bir yol haritası da paylaştı.
3 yıllık geçiş süreci sonunda sistem zorunlu hale gelecek
Açıklamada yasal yükümlülükler; Sera Gazı Emisyon İzni (Madde 11-12) ve Emisyon Ticaret Sistemi – ETS (Madde 13-17) olmak üzere iki başlıkta açıklanıyor.
Buna göre emisyon oluşturan tüm tesislerin faaliyet öncesinde İklim Değişikliği Başkanlığı’ndan izin alması zorunlu hale geliyor. Üretim hattı veya kapasitede değişiklik olması halinde izinin güncellenmesi gerekiyor.
ETS kapsamına girecek tüm tesisler, karbon tahsisatları üzerinden faaliyetlerini yürütmekle yükümlü bulunuyor. 3 yıllık geçiş süreci sonunda sistem zorunlu hale gelirken, emisyonlar tahsisatla karşılanamazsa karbon kredisi satın alma veya denkleştirme zorunlu olacak.
Kanuna göre birlikte belirtilen kuralların ihlali durumunda ise cezai yaptırımlar uygulanacak. Buna göre;
- Emisyon izni olmadan faaliyette 5 milyon TL’ye kadar,
- MRV yükümlülüğü ihlali halinde 500 bin TL – 5 milyon TL arası,
- ETS kapsamında bulunup, sera gazı emisyon izni almadan faaliyet gösteren veya süresi biten veya iptal edilen sera gazı emisyon izni ile faaliyetlerine devam edenlerden; doğrulanmış yıllık sera gazı emisyon raporu bulunan işletmelere, her 1 ton CO₂ eşdeğeri için 5 TL,
- Bilgi-belge sunmama halinde 120 bin TL – 1 milyon TL arası,
- Yanıltıcı bilgi veya denetimi engelleme durumunda 2 milyon TL – 5 milyon TL arası,
- Ozon tabakasını incelten maddeler kullanan işletmelere 2 milyon 500 bin TL,
- Florlu gazları izinsiz kullanan işletmelere 2 milyon 500 bin TL’ye kadar cezai yaptırım uygulanacak.
Bununla birlikte ilk 3 yıl için cezai uygulamalarda yüzde 80 oranında indirim öngörüldüğü belirtiliyor.
İklim Kanunu doğrultusunda firmalar dönüşüm sürecini şimdiden başlatmalı
İklim Kanunu’nun hazır giyim ve tekstil ihracatçısı sanayiciler için artık yalnızca çevresel bir düzenleme değil, uluslararası pazar erişimini, finansmana uygunluğu ve operasyonel sürdürülebilirliği doğrudan etkileyen stratejik bir yasal zorunluluk olduğuna dikkat çekilen açıklamada, firmaların önem vermesi gereken noktalar vurgulandı. Buna göre firmaların, karbon yönetimini sadece raporlama düzeyinde değil, finansal ve yönetsel stratejilerle birlikte ele alması; ETS yükümlülüklerini öngörerek dönüşüm süreçlerini bugünden başlatması gerektiğinin altı çizildi.
Sanayiciler için pratik yol haritasında ise, ilk aşamada emisyon oluşturan süreçlerin (kasarlama, boyama, buhar, enerji tüketimi vb.) belirlenmesini öneriyor. İkinci olarak ölçme-izleme, raporlama ve doğrulama altyapısının kurulması ve sonraki adımda da izin başvurularının yapılması ve ETS sistemine hazırlık geliyor.
Dördüncü aşamada iklim uyum ve risk yönetim planlarının hazırlanması ve son olarak da yeşil dönüşüm yatırımlarının (yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, atık yönetimi) planlanması tavsiye ediliyor.