Türk tekstil sektörünün ihracatta başı çeken firmaları İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) tarafından düzenlenen bir törenle ödüllendirildi. 564 ihracatçının ödülleriyle buluştuğu tören, İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz’ün ev sahipliğinde ve Ticaret Bakan Yardımcısı Ö. Volkan Ağar, İstanbul Valisi Davut Gül ve çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleşti.
Zorlu ekonomik koşullara, küresel daralmalara ve artan üretim maliyetlerine rağmen tekstil sektörü 2024 yılını 11,5 milyar dolarlık ihracatla noktaladı. İhracat rakamlarıyla öne çıkarak ödül almaya hak kazanan ilk 10 firma sırasıyla şöyle açıklandı:
- AK-PA TEKSTİL İHR. PAZ. AŞ
- AKSA AKRİLİK KİMYA SAN. AŞ
- KORDSA TEKNİK TEKSTİL AŞ
- ORMO İTH. İHR. AŞ
- FPS TURKEY AMBALAJ SAN. VE TİC. AŞ
- DGS DIŞ TİC. AŞ
- KİPAŞ PAZ. VE TİC. AŞ
- ZORLU DIŞ TİC. AŞ
- TORAMAN TEKS. SAN. VE TİC. AŞ
- ZORLUTEKS TEKSTİL TİC. VE SAN. AŞ
Törende konuşan İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz ihracatçıların bu zorlu şartlarda ihracatta Türkiye’nin adını dünyaya duyurduğunu dile getirerek; “Zor zamanlarda ayakta kalanlar sadece güçlü olanlar değil, değişime en hızlı uyum sağlayanlardır. Son zamanlarda artan küresel durgunluk, artan maliyetler ve daralan taleplerle karşı karşıyayız. Küresel verilere baktığımızda, son üç yılda dünya tekstil sektörü ihracatının 34 milyar dolar, hazır giyim ihracatının ise 24 milyar dolar daraldığını gözlemliyoruz. 2024 yılı da dünya ticareti için dar bir koridordan geçilen zorlu bir yıldı. Ancak biz bu tabloya teslim olmadık” dedi.
Türk tekstil sektörünün kısa vadeli hedefi ABD’nin ithalatında ilk beşe girmek
“Tüm küresel talep daralmalarına rağmen, geçtiğimiz yıl en önemli pazarlarımız olan Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri pazarlarındaki yerimizi kaybetmedik” diyen Öksüz, güncel verilere göre Avrupa Birliği’nin dünyadan tekstil ithalatı yüzde 2,7 oranında düşerken, Türkiye’nin pazarını koruyabilmeyi başardığını belirtti. Sektörün, Avrupa pazarındaki yerini yalnızca korumakla kalmadığını, aksine pazar payını artırmayı başardığını söyleyen Öksüz, sektörün ABD ile ihracatına ilişkin şu açıklamada bulundu:
“En fazla tekstil ihracatı yaptığımız ülkeler arasında ikinci sırada yer alan Amerika Birleşik Devletleri’nin ise sekizinci büyük tedarikçisi konumundayız. Amerika Birleşik Devletleri’ne tekstil ihracatımız 2024 yılında 780 milyon doları aştı. Kısa vadede hedefimiz, Amerika Birleşik Devletleri’nin tekstil ithalatında ilk beş ülke arasına girmektir.”
“ABD ile yarım kalan projeyi hayata geçirmek istiyoruz”
En fazla tekstil ihracatı yapılan ülkeler arasında ikinci sırada ABD’nin yer aldığına dikkat çeken Ahmet Öksüz, “ABD’nin 8’inci büyük tedarikçisi konumundayız. ABD’ye tekstil ihracatımız 2024 yılında 780 milyon doları aştı. Kısa vadede hedefimiz ABD’nin tekstil ithalatında ilk 5 ülke arasına girmektir. Ancak ihracat verilerimizdeki bu tablo maalesef özellikle son dönemde firmalarımızın kârlılıklarına yansımıyor. Sektörümüz büyük fedakarlıklarla, müşterilerini kaybetmemek için, maliyetine ve hatta zararına ihracatlarını sürdürüyor.” dedi.
Türkiye’nin en önemli hedef pazarı konumundaki ABD’nin tekstil sektörü için her zaman ayrıcalıklı bir çalışma başlığı olduğunun altını çizen Ahmet Öksüz, “2019 yılında ilk Trump döneminde, dönemin Ticaret Bakanı Wilbur Ross ile bir toplantı gerçekleştirmiştik. Tekstil ve konfeksiyon sektörlerimizin stratejik sektörler olarak belirlendiği 100 milyar dolar dış ticaret hedefi projesi bu yeni dönemde çok daha hızlı hayata geçecektir. Ancak yeni dönemde yarım kalan bu projenin yeniden hayata geçirilmesini arzu ediyoruz. Bu konuda kurumlar ve özel sektör olarak üzerimize düşen tüm sorumluluklarda aktif rol almaya hazırız. Amacımız Tercihli Ticaret Anlaşması kapsamında, Tekstil ve hazır giyim sektörlerinde karşılıklı vergilerin kaldırılacağı, kazan-kazan modeli ile bir iş modeli oluşturmaktır.” diye konuştu.
Sadece üretim değil, akıllı üretim
Amerika Birleşik Devletleri ile 100 milyar dolar dış ticaret hedefinde, tekstil sektörünün öncü sektör olmasının, ihracat hedeflerine ulaşmasında stratejik bir eşik olacağını öngördüklerini söyleyen Ahmet Öksüz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hedeflerimize ulaşmak için klasik yöntemlerle yetinmemeliyiz. Katma değerli üretim, teknik tekstillere yatırım, markalaşma ve sürdürülebilirlik odaklı dönüşüm artık sektörümüzün yeni kodlarıdır. Artık sadece üretmek değil, akıllı üretmek ve markalı ihraç etmek zorundayız” diyerek sektörde dönüşüm vurgusu yaptı.
Rekabet şartlarının değiştiği bu yeni düzende sektörün kendini yeniden tanımlaması gerektiğine inandıklarını söyleyen Öksüz, krizlerden çıkışın bir diğer anahtarının ise ihracatta pazar çeşitliliği olduğunu söyledi:
“Bu bilinçle sadece yakın coğrafyada değil, dünyanın en uzak köşelerine ticaret heyetleri düzenliyor, küresel fuarlara milli katılımlar organize ediyoruz. Amacımız sadece ihracatı artırmak değil, Türk tekstilinin küresel ölçekte görünürlüğünü ve etkinliğini de artırmaktır. Önümüzdeki dönemde de Çin’den Meksika’ya, Güney Kore’den Kuveyt’e, Şili’den Dubai’ye kadar pek çok stratejik pazarda Türk tekstilinin güçlü varlığını korumaya ve inşa etmeye kararlıyız.”
Suriye’deki gelişmelere ilişkin açıklamalarda da bulunan Öksüz, AB ve ABD’nin Suriye’ye yönelik tüm ekonomik yaptırımları kaldırma kararı almasının, tekstil ve hazır giyim sektörleri adına bir fırsat olduğunu belirtti: “Karşılıklı fayda modeliyle Suriye’yi iyi değerlendirmemiz; üretim maliyetlerimizi azaltacağı gibi, Suriye’nin yeniden inşası ve ihyasına vesile olacak. Aynı zamanda Türkiye’deki atıl kapasitelerin devreye girmesi açısından da fayda sağlayacaktır.”
“Yerli üretimi etkileyen tüm hususlarda acil eylem planlarına ihtiyaç var”
Yerli üretim ve haksız rekabete karşı sektörün korunması için de çalışmalar yapılması gerektiğine vurgu yapan Ahmet Öksüz, “Bu durum artık her geçen günden daha önemli. ABD’nin ilave gümrük vergilerini açıklaması, Türkiye gibi tekstil ülkelerini, Asya’nın hedef pazarı konumuna taşıdı. Bu çerçevede hali hazırda bakanlığımızın titizlikle çalıştığı trafik sapmasıyla daha etkin mücadele ve ‘Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın yeniden gözden geçirilmesi gibi, yerli üretimi etkileyen tüm hususlarda acil eylem planlarına ihtiyaç duymaktayız” ifadelerini kullandı.