Türk hazır giyim sektörü, küresel ticarette uzun yıllardır sürdürdüğü güçlü konumunu son dönemde hızla kaybediyor. Dünyanın en büyük tedarik zincirlerinden biri olmasına rağmen 2025’in ilk yarısında dünya ticareti büyürken ihracatı daralan tek ülke Türkiye olarak açıklandı. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin (TGSD), Ekim ayında düzenleyeceği 18. İstanbul Hazır Giyim Konferansı öncesinde gerçekleştirdiği basın toplantısında, sektörün tarihi kırılma noktasına geldiğini gösteren veriler paylaşıldı. TGSD Başkanları Toygar Narbay ve Dr. Ümit Özüren ile TGSD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel ve TGSD Başkan Yardımcısı Servet Karaalioğlu’nun katılımıyla düzenlenen toplantıda, ayrıca rekabet gücünün yeniden kazanılabilmesi için atılması gereken adımlar vurgulandı.
“Böyle giderse kaybeden ülkemiz olacak”
Dünyanın ikinci büyük tedarik zinciri ve beşinci büyük üreticisi olan Türk hazır giyim endüstrisi, 2022’den sonra hızla kaybetmeye başladığı rekabetçiliği neticesinde tarihi bir gerileme sürecine girdi. Dünya hazır giyim ticaretinden aldığı pay 35 yıl sonra ilk kez %3’ün, ana pazarı Avrupa Birliği’nden aldığı pay ise 30 yıl sonra %5’in altına düşen sektörün bir kırılma noktasında olduğunu söyleyen TGSD Başkanı Toygar Narbay, “Bu yılın ilk yarısında dünya hazır giyim ticareti büyürken ihracatı gerileyen tek ülke Türkiye oldu. İthalat yapmanın içeride üretmekten daha ucuz olduğu, istihdamdaki kaybın durdurulamadığı, şirketlerin öz sermayesini neredeyse tamamen kaybettiği bir dönemdeyiz. Sektörün yeniden ayağa kalkmasını sağlayacak taleplerimiz karşılanmadığı takdirde üretim ve rekabet koşullarının daha uygun olduğu ülkelere taşınmaların, halihazırda buralara yapılan yatırımların daha da artacağını öngörüyoruz. Böyle giderse kaybeden ülkemiz olacak” dedi.
“Dezenflasyon programı hem ihracatı hem de yurt içi satışları etkiledi”
Dünya hazır giyim ihracatının 2023 yılında yaşanan sert düşüşün ardından geçtiğimiz yıl itibarıyla toparlanma sürecine girdiğini, Türkiye’de ise bu durumun tam tersinin yaşandığını hatırlatan Toygar Narbay, “Özellikle enflasyonla mücadele için uygulanan yüksek faiz-baskılanmış kur politikası sonucu artan maliyetlerimiz, rekabetçiliğimizi kaybetmemize yol açtı. Buna bir de savaş bölgelerindeki yüksek kaybımız eklenince Türk hazır giyim sektörünün ihracatı giderek düşmeye başladı. Bu yılın ilk yarısında da dünya hazır giyim ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre %6 artarken; Bangladeş, Vietnam gibi rekabet ettiğimiz ülkelerin payı %10’un üzerinde yükselirken bizim ihracatımız %6,5 azaldı. Hatta ihracatı düşen tek ülke biz olduk. Türk hazır giyim sektörünün dünya hazır giyim ticaretinden aldığı pay, ilk kez 1990 yılında %3’ün üzerine çıkmıştı. Tam 35 yıl sonra, Haziran 2025 itibarıyla bu oranın altına düşerek 2,96’ya geriledik. Halbuki son 15 yılda aldığımız payın ortalaması %3,67 idi.”
Narbay sorumuz üzerine, sektörün tekrar pozitif görünüme 2027 yılında geçmesini beklediklerini sözlerine ekledi.
Verilerin hiç iç açıcı olmadığını söyleyen Ümit Özüren, dünyadaki gelişmelerden farklı bir durumun yaşandığının, son iki yılda sektörün negatif olarak ayrıştığına dikkat çekti. Özüren, kısa vadede sektörün desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Servet Karaalioğlu da 7-8 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan İstanbul Moda Konferansı ve “Yeni Düzenin Pusulası – Compass for a new order” sloganı hakkında bilgi verdi.