18.6 C
İstanbul
Cuma, Mart 29, 2024

Deprem bölgesinde hazır giyim üretimi bir yılda yarıya düştü

Türkiye’nin 11 ilini derinden sarsan 6 Şubat...

Durak Tekstil ilham verici yenilikleri Texprocess 2024’e taşıyor

Endüstriyel dikiş ve nakış iplikleri üreticisi Durak...

Hazır giyim ihracatçıları: “2024 de kolay bir yıl olmayacak”

Hazır giyim ihracatçıları, 2023 yılını Türkiye genelinde...

Nivogo: Türkiye’de ‘geleceği değiştiren moda’ döngüsel dönüşüm

Nivo (yeni) ve go (harekete geçmek) kelimelerinin...

Bego Jeans; temiz denimin hikayesi

Çevresel etkisi en yüksek tekstil ürünlerinden biri...

Rusya-Ukrayna Savaşı Türk tekstil sektörünü nasıl etkiliyor?

Uzun yıllardır Rusya-Ukrayna arasında yaşanan gerilim, 2014...

FED Faizleri Arttırdı Dolar’ın Ateşi El Yakabilir

GüncelFED Faizleri Arttırdı Dolar’ın Ateşi El Yakabilir

- Haber Sponsoru -

FED Faizleri Arttırdı Dolar’ın Ateşi El Yakabilir
FED Faizleri Arttırdı Dolar’ın Ateşi El Yakabilir

ABD Merkez Bankası (FED) küresel piyasaların beklendiği gibi faizleri 25 baz puan arttırdı, 2017 yılında faiz artışlarının süreceği sinyalini verdi. Güçlü Dolar dönemini başlatan bu karardan özellikle gelişmekte olan piyasaların etkilenmesi bekleniyor.

ABD Merkez Bankası (FED)  faiz oranlarını 0.25 puan arttırmasıyla küresel pazarlarda taşlar yerinden oynadı. Altın sert bir şekilde değer kaybederken, gelişmekte olan piyasalarda Dolar yerel para birimleri karşısında değerlendi. Son dönemde Dolar ve Euro’nun TL karşısında değer kazanmasını engellemeyen Türkiye, FED’in faizleri arttırma kararından nasıl etkilenecek? Bu faiz artışı yakın ve uzun vadede yatırımlardan, dış borç bulmaya ve sıcak para akışına kadar neleri etkileyebilir?

FED’in Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) Aralık toplantısında, bir yıl aradan sonra faizleri arttırma kararı oybirliği ile alındı. ‘İş gücü piyasa şartları ve enflasyonda gözlenen gelişmeler ve beklentiler’ nedeniyle FED, faizleri 0.25 puan arttırarak %0,50-0,75 aralığına çıkardı. FED ayrıca 2017 yılında 3 kez daha faiz artırımı yapabileceğini duyurdu.

103 yıllık bir geçmişe sahip olan ABD Merkez Bankası (FED) küresel pazarın en önemli finansal aktörü konumunda kabul ediliyor. ABD’nın para politikasından ve ABD Doları basım ve dağıtımından sorumlu olan FED’in bilanço büyüklüğü Mart 2016 itibariyle 4,593 trilyon Dolara ulaştı. FED, ABD’nin bu yılkı büyüme beklentisini 1,8’den 1.9 oranına çıkarırken, 2017 yılı büyüme hedefini de %2’den %2,1’e revize etti. FED ayrıca ABD’nin 2018 yılında %2, 2019 yılında da %1,9 oranında büyüyeceğini öngörüyor. Çekirdek enflasyon beklentilerinde hiçbir değişikliğe gitmeyen FED,2016 sonunda %1,7, 2017 sonunda %1,8 ve 2018 ile 2019 sonunda %2 oranlarını açıkladı.

2017 yılı için işsizlik beklentisi ise %4,6’dan %4,5’e çekildi. 2018 ve 2019 yıllarında işsizlik oranının %4,5 civarında gerçekleşmesi bekleniyor. ABD ekonomisine dönük bu pozitif değerlendirmeler 2016’nın sonundaki faiz artışının yanı sıra 2017 içinde 3 artışı daha beraberinde getiriyor. Yeni başkan seçilen Trump’ın ekonomik ve siyasal politikalarının henüz netleşmemesi ve seçim döneminde FED Başkanı Janet Yellen’e yönlendirdiği sert ithamlar ABD için öngörü yapmayı zorlaştırıyor. İç pazarını ve ekonomisini güçlendirmeye odaklanan yeni dönemde, ABD küresel pazarlara ucuz ve bol para musluklarını kısacağı dillendiriliyor. Diğer yandan ABD ekonomisinin durgunluktan çıkarılıp tekrar büyütülme sürecinin bir parçası olarak önümüzdeki yıllarda FED’in oranlarını düzenli olarak arttırması bekleniyor.

Gelişen Ekonomiler Para Bulmakta Zorlanabilir

2008-2015 döneminde faiz artışı yapmayan FED, en son Aralık 2015’te faiz artışı kararı almıştı. Hatırlanacağı gibi 2008 yılında ABD’den başlayıp gelişmiş bütün ekonomileri etkileyen finansal kriz, ev kredi sistemi (mortgage) ile başlayıp bankacılık üzerinden bütün ekonomileri alt üst eden bir güce ulaşmıştı.

FED’in Aralık 2016’daki faiz artış kararı, en basit anlatımı ile, yurtdışında bulunan Dolar’ın ABD’ye geri çağrılması anlamına geliyor. Küresel pazarlardan geri çağrılan bu paranın özellikle gelişmekte olan ülkelerden ve pazarlardan çıkacağı öngörülüyor. Bu pazarlar arasında Brezilya, Rusya, Türkiye ve Güney Afrika ilk sıralarda yer alıyor.

FED’in faiz arttırmadığı yıllar boyunca ucuz ve bolca Doları kendine çekerek ekonomik büyümesini sağlayan Türkiye, yeni dönemde en zorlanacak ülkeler listesinde bulunuyor. Hatta faiz arttırma kararının açıklanmasıyla, zaten artma yönünde eğilimi olan Dolar, 3,51 TL değerini gördü. ABD’nin faiz artışı, yüksek borçluluk seviyesindeki gelişmekte olan ülkelerin finansman maliyetini artırdığı için ülkelerin büyüme ve kur dengelerini zora sokuyor. Mart 2016 tarihi itibariyle 411,5 milyar dolar brüt dış borcu bulunan Türkiye’nin, milli gelirin borca oranı ise %58,1 olarak saptandı. Aynı dönemde Türkiye’nin net dış borç stoğu 257,2 milyar dolar iken, bu stoğun milli gelire oranı yüzde 36,3 oldu.

Kimi uzmanlar Türkiye’nin sürdürülebilir cari açık, borç yükü ve bütçe açığı göstergeleri bazında FED’in faiz artışının olumsuz etkilerini azaltacağını savunuyor. Bununla birlikte, dış finansmana ihtiyacını yok edemeyen Türkiye’nin iç ekonomik dinamiklerini derinden etkileyecek bir faiz artışı olduğu kabul ediliyor. Ayrıca, Türkiye’nin yatırım yapılabilir bir ülke statüsünde tutan tek kurum olan FITCH, yeni kararını 27 Ocak’ta açıklayacak. Bu tarih Türkiye’nin finansal görünümü ve geleceği açısından merakla bekleniyor.

Diğer haberlere göz atın

Yazarın diğer haberleri

Diğer etiketlere göz atın:

En çok okunan haberler